Çikolata Kisti Hastalığının Tanısı Nasıl Konur?
Çikolata Kisti Hastalığının Tanısı Nasıl Konur?
Çikolata Kistinin Teşhisi
Hastalıkların doğru tedavisini yapmak için en önemli noktalardan biri tanının mutlaka doğru olarak konmasıdır. Örneğin hastanın kasık bölgesindeki ağrı çikolata kistinden kaynaklanabildiği gibi, kronik iltihabi bir durumdan, adenomyozisten (rahimin iç tabakası olan endometriumun rahmin kas tabakasının içine doğru yerleşmesi sonucu meydana gelen bir hastalıktır) veya barsaklardaki geçirilmiş ameliyatlara bağlı yapışıklıklardan da kaynaklanabilir.
Endometriozis ile ilgili tüm Podcast kayıtlarımızı dinlemek için, Spotify hesabımızı takip etmeyi unutmayın.
Elbette her birinin tedavisi de diğerinden farklıdır. Çikolata kisti hastalığının tanısı için aşağıdaki basamaklar sıklıkla yapılmaktadır. Endometriozis'in tanısı için doktorunuz vücudunuzda anormal değişiklikler olup olmadığını kontrol eder, şikayetlerinizi sorar ve daha sonrada jinekolojik muayene yapar. Ancak daha ileri testler yapılmadan doğru sonuç alınması çok zordur. Bunlardan sırasıyla bahsedeceğiz.
Detaylı Tıbbi Hikaye:
Başlangıçta mutlaka detaylı bir hikaye alınır. Semptomlarınız-şikayetleriniz ve aile hikayeniz detaylı bir şekilde sorgulanır. Çikolata kisti hastalığında sıklıkla görülen semptomlar hasta bildirmese bile doktor tarafından sorgulanması gerekir.
Jinekolojik Muayene:
Hastanın vagina, rahim, serviks (rahim ağzı), mesane ve rektumunu kontrol etmek için yapılır. Doktor organların şekil, büyüklük ve renginde değişiklik olup olmadığını veya herhangi bir kitlenin var olup olmadığını (özellikle yumurtalıklarda) kontrol eder. Hastanın Vagina ve rahim ağzı “spekulum” ile kontrol edilir. Özellikle rahim ağzının arkasında Derin İnfiltratif Endometriozis’de (DİE) görülebilen nodüllerin olup olmadığı araştırılır. Bu nodüller bazen vagen duvarını da tutar ve muayenede vagen duvarında siyah - mavi lezyon şeklinde görülebilir. DİE varlığında rektum (dışkının en son depolandığı bağırsak bölümü) tutulumu olup olmadığı özellikle incelenir. Ayrıca gene muayenede DİE’de sık tutulabilen vagen, serviks arkası-sakrouterin bağlar ve/veya rektum üzerinde ağrılı tetik nokta varlığı araştırılır. Hastanın ağrısı varsa ‘’ağrı haritası’’ çıkarılır. Ağrı haritasına göre tutulmuş olan yerler hakkında önemli bilgi elde edilmiş olur. Ağrılı nokta varsa tedavi planı mutlaka bu lezyonu kapsayacak şekilde yapılır. Bu lezyonlar maalesef önceden saptanmazsa, ameliyatta alınmayabilir ve sonuç olarak tedavi başarısızlığına neden olabilir. Dolayısıyla muayenenin endometriozis konusunda deneyimli bir hekim tarafından yapılması son derece önemlidir.
Ultrasonografi (USG):
(Transvajinal USG / Transrektal USG)
Halk arasında ‘’ultrason’’ olarak bilinen görüntüleme yönteminde yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak pelvik bölgedeki (leğen kemiğinin içerisi) jinekolojik organlar araştırılır. Bu testte doktor vajinal veya hastanın hiç cinsel beraberliği olmamışsa rektal olarak jinekolojik organları inceler. Özellikle pelvisteki overler, uterus ve vagen incelense de rektum, idrar yolları, mesane (idrar torbası) incelemeye dahil edilir. Rektovaginal bölgede nodül varlığı mutlaka araştırılır. Bazen bu nodüller için aynı seansta hem transvaginal hem de transrektal USG yapılabilir. Bu incelemede hasta herhangi bir radyasyon almaz. İşlem kolaydır ve tekrarlanabilir bir muayene yöntemidir.
En önemli özelliklerinden biri hemen Jinekolojik muayene ile birlikte yapılabilmesidir. Çikolata kisti hakkında deneyimli bir hekim birçok görüntülüme yöntemine ihtiyaç duymadan, muayene ile birlikte yaptığı ultrasonografi ile tanıyı tam koyabilir ve tedavi planlamasını yapabilir. Önemli sorunlardan biri, birçok hekimin çikolata kisti hastalığı tanısı için USG’de sadece yumurtalıklara odaklanmaktadır. Yumurtalıklarda çikolata kisti yoksa bu hastalık akla gelmeyebilmektedir. Yumurtalıklarda çikolata kisti olmaması, çikolata kisti hastalığının olmadığı anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla doğru tanı ve değerlendirme için doktorun tecrübesi çok önemlidir.
Magnetik Rezonans Görüntüleme (MR):
Sadece yumurtalıklara sınırlı olmayan hastalıkta, komşu organ tutulumundan (özellikle barsaklar) şüphelenilen durumlarda (Derin İnfiltratif Endometriozis), net ultrasonografi ile ayırt edilemeyen durumlarda (kanser?), MR’dan faydalanılmaktadır. MR ile ilgili önemli noktalardan biri, MR’ı yorumlayacak radyoloji uzmanının bu konuda mutla deneyimli olması ve Jinekolog ile iletişim halinde olması gereklidir. Yani sadece MR raporuna göre Jinekolog tedavi planlarsa hata yapma ihtimali artmaktadır. Çok iyi yapılan ultrasonografi ile günümüzde MR rutinde oldukça sınırlı kullanılır olmuştur.
Rektoskopi (EUS):
Derin İnfiltratif Endometriozis’de özellikle bağırsak (rektum) tutulumunda barsak duvarının ne kadar tutulduğu, özellikle de barsak mukozasının tutulup tutulmadığını, dışkı pasajında bir darlık olup olmadığı anlamak için seçilmiş vakalarda yapılabilmektedir. Bu işlemde endoskopik işlem sırasında özel cihazlarla-EUS (aletin ucunda ultrason da olan) değerlendirme yapılabilmektedir. Barsak tutulumu olan hastalarda bu işlem cerrahi tedavinin planlanması için son derece önemlidir.
İntavenöz Pyelografi (İVP), Computerize (CT) Ürografi, Magnetik Rezonans (MR) Ürografi:
Damar içine ilaç enjeksiyonu sonrası, belli zaman aralıkları ile seri grafilerin alınması ile böbrek fonksiyonlarının, toplayıcı sistemlerinin ve tüm üriner sistemin görüntülenmesi amacına yönelik yapılan tetkiktir. Özellikle böbrekten idrar torbasına idrarı taşıyan borucukların çikolata kisti nedeniyle baskıya uğradığı, daraldığı vakalarda yapılmaktadır. Daha önceleri İVP daha yaygın olarak yapılırken günümüzde CT veya MR ürografi daha yaygın damar içine verilen madde idrar yollarını boyayarak dışarı atılmış olur. Böbrek fonksiyon kaybından şüphelenilen vakalarda sintigrafi yapmak gerekebilir.
Kan Testleri
CA125 Testi:
Bu test, kanda CA125 olarak bilinen, bazı jinekolojik kanserlerdeki (yumurtalık, rahim kanseri) tümörlerin işareti olan ama aynı zamanda endometriozise sahip olan kadınların da kanında mevcut olan bir proteinin seviyesini kontrol eder. Ancak CA125 seviyeleri hamilelik, menstruasyon (adet dönemi) ve başka jinekolojik hastalık veya kanserler sebebiyle de yüksek olabilmektedir. Günümüzde çikolata kistinin tedavisiyle ilgili gerek ulusal gerekse uluslararası tedavi kılavuzları rutin olarak bakılmasını önermemektedir.
HE-4 Testi (Human Epididymis Protein 4: HE4):
Bu protein özellikle yumurtalıklardaki kompleks kitlelerin, basit kistik yapılardan (çikolata kisti dahil) ayırt edilmesinde kullanılmaktadır. Çikolata kistinde normal (düşük) seviyedeyken, yumurtalık ve rahim kanserinde yükselebilmektedir. Kandan adetin herhangi bir döneminde bakılabilmesi de önemli bir avantajdır.
Yumurtalık Rezerv Testleri:
Çocuk isteği olanlarda, çift taraflı çikolata kisti olanlarda veya tekrarlayan endometriozis cerrahisi geçirenlerde ameliyattan önce yumurtalıkların durumunu öğrenmek son derece önemlidir. Yumurtalık rezervi çok düşük olan hastalarda cerrahi tedaviden önce infertilite tedavisi veya yumurta veya embriyo dondurulması sonrasına tedaviyi bırakmak önerilebilir.
Laparoskopi:
Endometriozis’in kesin tanısı, laparoskopik olarak lezyonların görülmesi ve bu lezyonlardan alınan doku örneklerinin patolojik olarak incelenmesi ile konur. Aynı seansta hem hastalığın varlığı, yaygınlığı (evresi) değerlendirilir, hemde doku örneği sayesinde kesin tanı konur. Fakat günümüzde sadece hastalığın tanısını koymak için laparoskopi (Diagnostik Laparoskopi) yapılmamaktadır. Cerrahi tedavi de yapılacaksa laparoskopi yapılmaktadır.